
Tarih boyunca filozoflar tanrı kavramını anlamaya ve açıklamaya çalıştılar. Her biri kendi döneminin, kültürünün ve düşünsel eğilimlerinin etkisiyle farklı bir perspektif sundu. Hadi biraz zamanın gerisine gidelim ve ünlü filozofların tanrı kavramına yaklaşımlarına bakalım.
Thales (M.Ö. 624-546) – "Su gibi aziz olun."
Bilinen ilk filozof olan Thales, her şeyin sudan türediğini savundu. Ona göre su, varlığın temeliydi ve tanrı da suyun ta kendisiydi. “Her şey tanrılarla doludur.” diyerek evrenin ilahi bir güç taşıdığını ifade etti. Yani, su varsa tanrı da var. Su yoksa? O zaman zaten yokuz! Dünyanın da 2/3'ü su değil mi zaten?
Anaksimandros (M.Ö. 610-546) – "Sonsuzluk candır."
Anaksimandros, “apeiron” kavramını ortaya attı. Apeiron; belirsiz, sınırsız ve sonsuz bir maddeydi. Tanrı, şekilsiz ve sınırsız olmalıydı, çünkü sınırlı olan her şey zamanla yok olurdu. “Tanrı sonsuzluksa, o zaman sonsuzluk da tanrıdır.” diyerek evreni sonsuzluk kavramı üzerinden yorumladı.
Anaksimenes (M.Ö. 585-528) – "Tanrı? Üfleyince gelir."
Thales su dedi, Anaksimandros sonsuzluk dedi… Anaksimenes de her şeyin özünün hava olduğunu savundu. Ona göre hava, evreni bir arada tutan ruh gibiydi. Nefes almak, yaşamın devamıydı ve tanrı da bu nefesin ta kendisiydi. Yani, dua et ve derin bir nefes al! Pranayama!
Platon (M.Ö. 427-347) – "İyi olan kazanır."
Platon, tanrıyı “iyi ideası” olarak tanımladı. En mükemmel şey iyilikti, dolayısıyla tanrı iyiliğin ta kendisiydi. Ona göre, tanrı mükemmeldi ve iyilik olan yerde tanrı vardı. Ayrıca, Demiurgos adlı bir ilahi yaratıcı fikrini ortaya attı ve bu varlığın evreni şekillendiren bir “kozmik marangoz” olduğunu söyledi.
Not: Demiurgos kavramı, teoloji, felsefe ve ezoterik öğretilerde farklı biçimlerde ele alınmış, genellikle yaratılışın ve düzenin sembolü olarak yorumlanmıştır.
Platoncu Görüş: Demiurgos, idealar dünyasını temel alarak maddi dünyayı yaratır ama "yaratıcı tanrı" anlamında değil, bir şekillendirici olarak görülür.
Gnostik Gelenek: Gnostisizm'de Demiurgos, genellikle olumsuz bir figürdür. Maddi dünyayı yaratan ama ilahi bilgiden (Gnosis’ten) yoksun olan, hatta bazen kötücül bir varlık olarak tasvir edilir.
Hermetik ve Ezoterik Görüşler: Hermetik gelenekte Demiurgos, ruhsal varlıkları ve fiziksel evreni yaratan bir kozmik güç olarak kabul edilir.
Aristoteles (M.Ö. 384-322) – "Hareketsiz hareket ettirici."
Aristo’ya göre tanrı, evreni harekete geçiren ancak kendisi hiç hareket etmeyen bir varlıktı. İlk hareket ettirici olarak tanımladığı bu varlık, saf akıldan ibaretti ve hep kendisini düşünüyordu. Oldukça entelektüel bir tanrı anlayışı!
Plotinos (M.S. 204-270) – "Bir'lik içinde kaybolun."
Plotinos, tanrı yerine “bir” kavramını ortaya attı. Her şey bir’den türemişti ve her şey bir’e dönecekti. Ona göre tanrı, evrenin ötesinde bir varlıktı. Bir nevi kozmik nirvana anlayışı…
Aziz Augustinus (M.S. 354-430) – "Platon'u al, Hristiyanlık'la harmanla."
Augustinus, tanrının mutlak iyi ve mutlak değişmez olduğunu savundu. Platon'un felsefesini Hristiyan düşüncesiyle birleştirerek tanrıyı mükemmel, değişmez ve her şeyi bilen bir varlık olarak tanımladı.
İbn-i Sina (M.S. 980-1037) – "Varlığı zorunlu olan bir varlık vardır."
İbn-i Sina, “Vacibü'l-Vücud” kavramını geliştirdi. Yani, varlığı zorunlu olan bir varlık olmalıydı, çünkü hiçbir şey kendiliğinden var olamazdı. Tanrı, varoluşun temel şartıydı.
Spinoza (1632-1677) – "Tanrı = Doğa"
Spinoza, tanrıyı evrenin içinde ve doğanın ta kendisi olarak tanımladı. Ona göre tanrı, doğa yasalarıyla işliyordu ve ayrı bir varlık değildi. “Tanrı her şeyin içindedir. Ona dua etmene gerek yok, zaten her an içindesin.” diyerek panteist bir bakış açısı sundu.
Hegel (1770-1831) – "Tarihin içinde ilerleyen tanrı."
Hegel’e göre tanrı, mutlak ruhtu ve bu ruh tarih içinde kendini açığa çıkarıyordu. İnsanlık geliştikçe, tanrının varlığı da kendini daha çok gösteriyordu. Bir anlamda, insan düşüncesi ilerledikçe tanrı da şekilleniyordu.
Sonuç: Tanrı Sorusu Sonsuz
Her filozof kendi çağının ve düşünsel yapısının etkisiyle tanrıyı farklı şekilde ele aldı. Kimine göre tanrı evrenin özündeki bir güç, kimine göre iyilik ideası, kimine göre ise doğanın ta kendisiydi. Tanrı sorusu sonsuz ve insan da bu sonsuzluğu algılamaya çalışırken kendini kaybetmeye bayılıyor.
Bu yüzden, Anaksimandros’un sözüyle bitirelim:
“Sonsuz bir şey var olmalı.”
Tanrı hepimizi korusun!
God bless us.
Kaynaklar:
Platon, Timaios
Aristoteles, Metafizik
Augustinus, Tanrı Devleti
İbn-i Sina, İbn-I Sina’nın Şifa Kitabı
Spinoza, Ethica
Hegel, Tinin Fenomenolojisi
Jostein Gaarder, Sofi’nin Dünyası
Kommentare